top of page

ÖNSÖZ

 

 

Rahman Rahîm Allah'ın adıyla...

O'na hamd, Rasulü’ne selam olsun.

İlmin kadrini bilen irfan taliplerine!..

 

Dinî inanç, insanın gerek iç dünyası gerekse gözlemlenebilir yaşantısı üzerinde önemli role sahip bir olgudur. Din, haricî bir baskı altında kalmadan içsel motivasyonla hayra yönelmesine yardım eder. Potansiyellerini farklı yönleriyle ortaya koyması, kişilik ve karakterini geliştirmesinde insana kılvuzluk eder.

Enformatik bir çağda iletişim çağında yaşamaktayız ve bu nedenle de dünyanın ücra bir yerindeki olay, kısa sürede tüm dünya tarafından duyulmaktadır. İnsanlar, farklı dinler ve inançlar hakkında da bilgi sahibi olmakta, inanç alanında yeni sorularla karşılaşmaktadırlar. Bunlar, İslam toplumunda yaşayan gençlerde merak uyandırmakta, onları sorgulayıcı bir hakikat arayışına yöneltmekte veya onların şüpheye düşmelerine neden olmaktadır.

Yine ateist ve materyalist farklı görüşler, kısa sürede tüm dünyayı dolaşmaktadır. Katolik veya ortodoks bir ülkede bu mezheplere yönelik sorgulamalar ve tenkitler, İslam dünyasında da yasımalarını bulmakta, bazen bu tenkitler, İslam'ın diğer dinlere üstünlüğünü göstermek için bazen de İslam'a yönelik eleştiriler sıralamak için kullanılmaktadır. Dolayısıyla din ve metafizik alanında, başka bir ülkede görülen tartışmalar ve yeni fikirlere Müslüman ilim ve fikir adamları kayıtsız kalamazlar. Çağın inanç sorunlarını kelam ilmi açısından ele alıp çözümler sunmak, bu nedenle elzemdir.

Kur’an’ın nüzul sürecinden bugüne yüzyıllar geçmiş, hakikatler değişmese bile insanın bilgi ve fikir birikimi; düşünme tarzı, merak ettiği konular ve sorduğu sorular değişmiştir. Klasik kelam kitaplarındaki tartışılan konular, öncelik verilen ve üzerinde durulan meseleler ile bugünün insanın merak ettiği, kendisi için cevaplanması gereken bir sorun olarak gördüğü meseleler farklılaşmıştır.[1]

Bu nedenle klasik kelam kitaplarında ele alınan konular yanında, kelam ilminin güncel bazı problemleri vardır.

Bazen insanlar, klasik kelam eserlerinde büyük önem verilen meselere iltifat etmemekte, yeni gündeme gelen başka konuları merak etmektedir. Bazen de düşünce tarızının değişmesinden dolayı insanlar, eskiden beri tartışılan konularda daha farklı izahlar ve deliller istemektedir.

Çağmız insanının inanç problemleri çerçevesinde yer alan bu konulara ilişkin olarak farklı eserler yazılmıştır. Bunlardan bazıları çağdaş kelamcılar tarafından bu ilmin sistematiği içinde telif edilmiştir. Diğer bazıları da doğrudan insanların yaşadığı inanç bunalımına ve sorduğu sorulara, insan sıcaklığını yansıtan cevaplar olarak, davetçi kimliğiyle, telif edilmiştir. Kanaatimizce her ikisi de gereklidir.

Bugün topluma doğru yayılacak kelam ilmi, dil olarak yenilendiği gibi toplumun merak ettiği, insanların kendileri için önemli gördüğü inanç sorularını ele almalıdır. Bu nedenle günümüz inanç sorunlarının üzerinde duran nitelikli eserlerin telif edilmesi ve bu eserlerin içerik ve dil bakımından gitgide çeşitlenmesi gerekir. Bu çalışmada, bu iki yaklaşımdan izler taşımaktadır.

 

gkp_kpk2.png

 

Bu kitap, ilahiyat fakülteleri kelam derslerinde kaynak kitap olarak yararlanılacak; bunun yanında üniversiteye yeni başlayanların ilgisini çekecek bir eser olması ümidiyle yola çıkılmıştır ve kelam ilmi alanında eser veren çok sayıda akademisyenin katkılarıyla oluşmuştur.

Kimi misyonerler de Kur'an'daki bazı ifadeleri, bağlamı dışında alarak kendi inançlarına delil getirmektedir. Örneğin, Hz. İsa'nın tanrılığına, kimi ayetleri delil olarak göstermektedir. Bu gibi çalışmaların amacı, hakikat arayışı, İslam hakikatin keşfedilmesi değildir. İslam dışı inançları, İslam dünyasında ulaşabilecekleri kimi insanlara aşılayabilmek için onları, zihnen hazır hale getirmektir.

Kur'an'a inanmadıkları hâlde, Müslümanlara İslam'ın kökenini (?) ve Kur'an'ın hakikatlerini  (?) öğretmeye çalışan insanlar, çağımız kelam ilminin ilgilenmesi gereken bir problemdir. Bunlar, İslam anlayışında kırılmalar oluşmuş, Kur'an'ı yeterince bilmeyen insanlara, "aslında bizim inanmadığımız sizin inandığınız din, inandığınızdan daha farklı" demektedir. "İslam, tarih boyunca âlimlerin açıkladığı gibi değil bizim bugün keşfettiğimiz gibi bir dindir." iddiasını taşımaktadır.

Modernizmin ve sekülerizasyon mekânı, şehirlerdir. Sekulerizmin mekanının şehirler olması, şehirlerin insanlar arasındaki geleneksel bağların koptuğu yeni bir yaşam tarzı sunmayla ilgidir. İnsanların birbirini komşuluk ve akrabalık ilişkileriyle yakından tanıdığı köy ve kasaba hayatında farklı bir olgudur bu. Bireyler, kalabalık şehirlerde, çoğu kez izole olmuşlar, yalnızdırlar. Özellikle günümüzde, ortak bir farklılık ile bir araya gelen ve bir süre ortak bir yaşamı paylaşan insanların, birbirinin dünyasını tanımadığı görülür. Örneğin, "kaplumbağa araba"ya sahip olan insanlar, bu ortak özellikle bir araya gelir, tanışır, kaynaşır ve sonra ailelerine dönerler. Modernitenin getirdiği bu yeni yaşam tarzı, bireyselleşmeye ve "bireysel dindarlık"a yol açmaktadır.

Çağdaş şartların, öne çıkardığı ve daha önemli hâle getirdiği bazı olgulara da burada işaret etmek gerekir.

Kitapta, yer alan konular, çoğunlukla kelam ilminin doğrudan ilgili olduğu yönüyle ele alınmış; bazen bir kavramının tartışılan yönünün açıklanmasıyla yetinilmiştir. Doğrudan kelamın konusu olmayan hususlarda, ayrıntıya girilmemiştir.

Kitaptaki bölümlerin sıralamasında, güncel meselelerin, klasik sistematikteki yeri tespit edilmiş, imkân ölçüsünda bu sistematiğe uyulmuştur.

Çağımızda insanların inanç alanında soruları ve sorunları çoğalmış ve çeşitlenmiştir. Elbette bu sorunların birçoğu 'öğrenilmiş' sorunlardır. Özellikle internet üzerinden veya çeşitli filmlerle insanlar bu sorunlarla karşılaşmakta, Batı toplumlarındaki sorunlar doğu toplumlarına da hızlı birçimde yayılmaktadır.

Bu durum karşısında, ilim adamlarına büyük sorumluluklar düşmektedir. Onlar da aynı hızla, bu sorunları tespit etmek ve bunlara karşı çözüm üretmeye çalışmalıdır. Bu konuda, birbirleriyle yaygın ve hızlı biçimde bilgi ve fikir paylaşımında bulunmalıdır.

Dahası, her ilim adamı, itikad alanındaki soru ve sorunların varlığına işaret etmekle yetinmemelidir.

Belki Hz. İbrahim'in deist olmadığını açıklayan inceleme ve yorumlar yerine, asıl sorunun üzerine gitmelidir. Sorunu, dikkat çekmeye yönelik rijit söylemelerle dile getirmeye çalışmak yerine, çözüm üzerinde durmalıdır.

Kısaca, yeri ve muhatabı açısından, bilmeyenlere, "inandığınız dinin daha başka sorunları da var." anlamına gelen bir söylemin yararı da sorgulanmalıdır.

İşte bu kitap, bu yolda, bir katkı olmak üzere hazırlanmıştır.

Burada "kelam ilmi nosyonu" ve "kelam ilminin karakteristiği"ne ilişkin bir hakikati tekrarlamak yararlı olacaktır. Kelam ilmi, bir görüşü, kendi içinde ne olduğu açısından değil İslam'ın nazarında, hakikatin nazarında ne olduğu açısından ele alır.

Bir felsefî kavramın veya felsefî bir akımın kendi içindeki ihtilafları, çeşitlilikleri, onun hakkındaki tasvir edici farklı yorumlar, elbetteki kendi zaviyesinde önemlidir. Ancak, kelam ilmi açısından asl'olan, belli bir kavram veya görüşün, güncel itikadî bir sorun olarak ele alınması ve İslam açısından eleştirisinin yapılmasıdır. İslam inacının farklılığının, üstünlüğünün ve güzelliğinin ortaya konmasıdır. Kelam ilmini, (hazır cevap ve ikna hedefli) cedel mantığıyla açıklamak doğru değildir ama onun tartışmacı karakterinin arka plana itilmesi de hiç doğru değildir. Kelam ilmi, her kavramı ve her görüşü İslam'ın temelleri açısından, tartışmacı karakteriyle ele almalı veya buna yönelik bir giriş (tanımlama ve tasvir) çalışması olarak incelemelidir. Bu nedenle, elinizdeki kitapta, din ve ilahiyatla ilgili çağdaş teoriler, kelam ilminin önündeki bir sorun olarak ele alınmıştır. Bunları açıklayan bilgiler, kısa ve öz olarak verilmiş, bu teorilerin değerlendirmesi ve kritiğinin yapılmasına yoğunlaşılmıştır. Bu teorilerin tarihi gelişimi, süreç içindeki farklı yorumları, diğer teorilerle benzerlik ve farklılıkları,  hangi isimler tarfındna benimsendiği ve onların teoriye ne gibi açıklamalar ve katkılar getirdiği gibi ayrıntılar, felsefe ve din bilimlerinin konusudur. Kelamın asıl konusu ise, doğrudan teorinin inanç boyutudur. Teoriyi tanıtan bilgiler, kelam araştırmalarının ancak girizgahı olabilir. Bununla birlikte, bu kitabın bölüm yazarları, ele aldıkları çağdaş teori ve sorunları ayrıntılı olarak araştırmışlar, bu araştırma sonuçlarına göre meseleyi kritik etmişler ve değerlendirmede bulunmuşlardır. Bununla birlikte, söz konusu teorileri tanıtan ve açıklayan ayrıntılara, bölüm yazılarında yer verilmemiştir.

Burada arkadaşlara teşekkür kabilinden bir hususun daha altını çizelim. İlim ve araştırma camiasında yer alan insanlar, çoğu kez ne derece güç bir iş yaptıklarının farkında değillerdir. Çünkü yaptıkları işe ünsiyet ve yetenek kazanmışlardır. Oysaki dışardaki insanların 2-3 sayfalık bir dergi yazısı okuyana değin yaşadıkları melal ve yılgınlığı düşününce, bir kimsenin birkaç sayfalık bir yazıyı çelişkiye, fikirlerin akışında karmaşaya düşmeden yazabilecek düzeye gelene değin ne aşamalardan geçtiğini düşününce, ilim adamlarının özel bir değeri olduğu ve şükran duygularını hakettiği anlaşılacaktır. Sahnede abartılı hatta gerçek-üstü, argo ve müstehcen şaklabanlıklarla kimilerinin alkış topladığı; kültür ve yetenek başarılarına ilişkin methiyelerle dolu röportajlar verdiği bir ortamda, akademisyenler, bir karınca sessizliğiyle ilim dünyamıza katkıda bulunuyorlar. Bu bile onların değerini anlamak için yeterlidir. "Yoldan önce yol arkadaşı" bilinciyle, bu çalışmanın ortaya çıkmasında katkıları olan bu arkadaşlara burada şükran duygularımı da iletiyorum. Böylesi bir çalışma, yol arkadaşlarının azim ve katkılarının eseridir. Üstlendiği bölüm yazısını kitabın amacına ve muhataplarına uygun şekilde hazırlayan ve tarafımıza ulaştıran, tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Kitap, ders kitabı olarak takip edilmek üzere hazırlandığından, çoğunlukla, başlangıcından itibaren İslam toplumunun ana bünyesinde yaygın olarak paylaşılan yorumlar ve görüşler, ön plana alınmıştır. Kelam ilminin İslam inancını temellendirme ve ispatında yoğunlaşan savunmacı yaklaşımı, İslam-dışı inançlar ve fikir akımlarına yöneltilmiştir. İç tartışmalarda daha çok görüşlerin dayandığı delilleri olduğu gibi ve açık olarak vermeye yoğunlaşılmıştır.

Bu ilim ve hayır yarışının devamını diliyor, tüm arkadaşlara ve öğrencilere başarılar diliyorum.

Kitabın okuyanlar için faydalı olmasını umuyor, kitaptaki hata ve eksikler konusunda Allah'ın affını, kullarının müsamahasını ümit ediyorum.

 

Editör

kahramanmamaraş / yaz / 2017

 

[1] Kelam ilminin sadece ihtisas düzeyinde öğrenimin bir parçası olarak kalması, temel işlevlerinden birini göremez hâle gelmesi olacaktır. Özellikle doçent olana değin araştırmacıların mutlaka günümüz inanç sorunları alanında da makale veya kitap yayımlamış olmasına dikkat edilmelidir.

gkp copy.jpg
bottom of page