top of page

 SİSTEMATİK KELAM

 -DELİLLERLERDEN TEMELLERE-

 

                                                                       RECEP ARDOĞAN

 

Allah c.c.

Sistematik kelam, kelam ilminin konusunun kendi amacı ve yöntemleri çerçevesinde sistematik olarak incelendiği, “usulü’d-din” dediğimiz ilmidir. Bilginin imkanı ve tanımı, türleri, bilgi edinme yolları, istidlal çeşitlerinden başlayıp Allah’ın varlığı, sıfatları ve ilahî sıfatların tasnifi, bunlara dayalı kaza ve kader, adl-i ilahî, husun ve kubh, hikmet ve gaye, nübüvvet, nebi, rasul terimleri, peygamberlerde bulunması gereken sıfatlar, Hz. Peygamberin ve Kur’an’da adı geçen diğer nebilerin nübüvvetinin ispatı, mucize, keramet, ahiret, berzah, şefaat, hesap, mizan, cennet ve cehennem, imamet, esma ve ahkam (iman kavramı, iman amel ilişkisi, imanda artma ve eksilme, iman İslam ilişkisi) gibi konular bu ilim tarafından sistemli bir şekilde, farklı görüşler ve dayandığı deliller de tartışılarak ele alınır.

 

 

İtikadı konu alan bir ilim olarak kelamın bazı hususiyetleri vardır. Kelam, aklı ve nakli esas alır. İslam akaidini aklî ve naklî delillerle tespit etmeyi, temellendirmeyi ve muhaliflere karşı savunmayı üstlenir.

 

Kelam, İslam inancının tespitinde, müminler arasında ortak iki esası temel alır: Nakil ve akıl.

 

İslam inancını, gayr-i müslimlere karşı savunurken de aklı esas alır. Çünkü müslümanlar ile İslam karşıtları arasındaki ortak esas, akıldır. Naklin delil oluşunu ispatta ve onu anlamada aklın rolüne, nazar ve istidlalin önemine dikkat çeker. Kelam bu nedenle, felsefeden ve mantıktan yararlanır.

 

Burada amaç, farklı felsefelerden dünya görüşü ve inanç almak değildir. Onların kavramlarından ve metotlarından, İslam inancını temellen­dir­meye imkan veren terimleri ve yöntemleri oluşturmak için yararlanır. İslam inancını, temellerden başlayarak açıklar ve sistematize eder.

Bunun için de bilgi maddelerinden önce bilginin imkânı, bilgi yolları, bilinenlerin sınıflandırılması gibi başlangıç bilgileriyle yola koyulur. Bunlar, kelam ilminin mebâdîsini oluşturur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1. Kelam İlminin Tanımı

 

Kelam, kelime anlamıyla, “başlı başına bir mana ifade eden söz, konuşma” demektir. Bir ilim olarak kelamın çeşitli tanımları yapılmış, bu tanımlarda bazen bu ilmin konusu bazen gayesi öne çıkmıştır.

 

A. Konusuna göre kelâm ilminin tanımı

 

Kelâm, Allah’ın (c.c.) zatından, başta tek ve benzersiz oluşu olmak üzere sıfatlarından bahseden ilimdir. Cürcânî’ye göre kelam, “Allah’ın za­tından, sıfatlarından, mebde’ ve me’ad (başlangıç ve son) itibariyle yaratıkların hallerinden İslam kanununa göre bahseden ilimdir (عِلْمٌ يُبحَثُ فيه عَنْ ذاتِ اللهِ تَعالى وَصِفاتِه، وأحْوالِ الْـمُـمْكِـناتِ مِنَ الْـمَـبْدَإِ والْـمَعادِ عَلى قانونِ الإسلامِ).”Kelam, konuya “mebde’ ve me’ad açısından yaklaşmak”la doğa bilimlerinden ve beşerî bilimlerden; “İslam kanunu üzere olmak”la da felsefeden ayrılır.

 

B. Gayesine göre kelâm ilminin tanımı

 

Kelâm ilmi gayesi açısından da şöyle tanımlanır: “Kesin deliller getirmek ve şüpheleri gidermek suretiyle dini akideleri isbata güç yetirilen bir ilimdir (علْمٌ يُقتَدَرُ بِه [معه] على إثباتِ العَقائِدِ الدِّيـنِـيَّـةِ بِإيرادِ الجُجَجِ و دَفْعِ الشُّبَهِ).” Kelam ilmi, dinî akidelerin kesin delillerle tespitini, temellen­dirilme­sini, şüphelere ve karşıt görüşlere karşı savunulmasını gaye edinir.

 

 

2. Kelam İlminin Konusu

 

Dinin muhtevasını oluşturan iki temel alan vardır: itikat ve amel. bunlardan ilki akaid ve kelam ilminin; ikincisi de fıkıh ilminin konusudur.Kelam ilminin konusu süreç içinde genişlemiş; başlangıçta tevhid ve Allah’ın sıfatları; ardından mevcut ve daha sonra malum olarak tanımlanmıştır.

 

 

A. Allah’ın zatı ve sıfatları

 

Kelam ilminin üç temel konusu vardır: Uluhiyyet, nübüvvet ve ahiret. Bu üç temel konuya, “üsûl-i selâse (el-usûlü's-selâse, üç asl)” denir. Bunların da temeli, uluhiyyet yani Yüce Allah’ın (c.c.) varlığı ve sıfatlarıdır. Çünkü İslam’ın her akidesi, Allah’ın sıfatları konusuna döner.

Kelam ilminde Allah’ın sıfatları ve âlemin hudûsu gibi dünyadaki ya da haşr gibi ahiretteki fiilleri ve peygamber gönderme ve imamın tayini, sevap ve ikap gibi hükümleri araştırıldığı için Kelam ilminin konusunun Allah Teala’nın zatı olduğu da söylenmiştir. Allah’ın varlığı ve sıfatları, kelamın aslî ve değişmez konusudur. Ancak kelam ilminde cevher ve araz gibi Allah’ın sıfat ve filleri dışındakiler de araştırılır. Konuyu Allah’ın zatı ve sıfatlarıyla sınırlama, Ehl-i hadis tarafından yazılan eserlerin özelliğidir. Ancak kelam ilminin “akaid”den farklı olarak aklî deliller, mantık kurallarına, felsefî kavramlar ve ilkelere yer vermesi, konunun genişlemesini gerektirmiştir.

 

B. Mevcut (varlık)

 

Gazzalî sonrasında felsefenin kelama girmesi, kelam ilminin asli konularını ispata yarayacak ilkelerin ve vasıtalar (vesâil ve mebâdî) genişlemesiyle kelam ilminin konusu “mevcut (var, varlık)” olarak tanımlanmıştır. Buna göre var olması yönüyle, mebde ve meâd açısından mevcut, kelam ilimin konusudur.

 

C. Ma’lum

 

İslam akâidini ispata yarayan her malum (bilinen), kelâmın konusudur. Kelam ilminin konusu, dinî inançların ispatının uzaktan veya yakından ilgisi olması yönüyle malumdur (el-Îcî, el-Mevâkıf fî İlmi’l-Kelâm, 7.). Bu anlayışla kelam şöyle tanımlanmıştır: "Dinî akideleri kesin delillerle bilmek için malumun hallerini araştıran ilimdir." (Harpûtî, Tenkîhu’l-Kelâm fî Akâîd-i Ehli’l-İslam, 7.) Malum, mevcudu da madumu da kapsar.

 

Mesâil ve Vesâil Ayrımı

Sistematik olarak yaklaşıldığında, Kelam ilminin konusu, bu ilmin gayesini oluşturma ve bu gayeye ulaştırma niteliği bakımından ilki mesâil ve makâsıd, ikincisi mebâdi ve vesâil olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

 

C.1. mesâil ve makâsıd

Kelam ilminin “makâsıd” ve “mesail”i, kelam ilminin amacı olan esas konulardır. İslam'ın temellerini (usûl) oluşturan akâiddir. Başka bir ifadeyle kelam ilminin, aklî ve naklî delillerle tespit ve temellendirilmeyi amaçladığı itikadî kurallardır.

 

C.2. mebâdi ve vesâil

Kelam ilmi İslam inancının tespiti, delillendirilmesi ve savunulması; hakkındaki şüphelerin ve itirazların giderilmesi için uzaktan veya yakından ilgili tüm bilgi alanlarını kapsar. O, İslam akaidinin nasslar ve aklî deliller ışığında tespitini, akaidin izahını ve temellendirilmesini; bunun için de ona yönelik şüpheleri gidermeyi; itiraz ve reddiyeleri cevaplandırmayı konu edinir. Kelamcılar, dînî inançları isbata vesile olan nazarî ve mantıkî konuları kelam ilmin konuları ve kavramları arasına almışlar­dır. Bunlar da kelâm ilminin “mebâdî ve vesail”idir; dinî inancı temellendirmeye yarayan bilgi alanı ve aklî ilkelerdir. Başka bir deyişle, kelam ilminin temel meselelerinde doğru bilgiye ve çözümlere ulaşmak için başvurulan, araç niteliğindeki bilgiler, kavramlar, sınıflandırmalar, mukaddimeler ve ilkelerdir. Örneğin, kelamda cevher, araz, cevher-i ferd gibi kavramlar, müminin iman etmesi gereken başlıca konular arasında yer alamaz. Ancak kelamcılar, bu kavramları, maddenin ezelî olmadığını ve Allah’ın varlığını ispatlamak için kullanırlar.

“Âlem hâdistir”,

“Hâdis olan her şey değişiklik halindedir”,.

“Hâdislerden hâlî olmayan şey de hâdistir (Hadis varlıklara mahal olan varlığın kendisi de hâdistir)”

"Cevherler ve cisimler arazlardan hâlî değildir”

“Her eserin bir müessiri vardır” gibi önermeler, kelam ilminin vesaili içinde yer alır. Bunlar nazarî hükümlerdir. Bu önermeler, kelam ilminin asli meselelerini ispat için kullanılan mebdeler (ilkeler) ve araçsal bilgilerdir. Bunlar, kelamın mesailini ispat etmeye, makasını gerçekleştirmeye imkan verir.

 

Vesâil-mesâil ayrımı, Osmanlı medreselerinde okunan ilimlerin “ulûm-ı êliye (عُلُوم آلِيَه , âlet ilimleri)” ve “ulûm-ı ‘âliye (عُـلـُوم عَالِـيَـه , yüksek ilimler)” olarak sınıflanmasına benzer. Bunlardan alet ilimleri felsefe, mantık, lügat, nahiv, belâgat, hendese, hesap, hey’et, tarih ve coğrafya gibi derslerdir. “Ulûm-ı âliye” ise temel İslam ilimleridir. 

 

3. Kelam İlminin Amaçları

 

Konusu, yöntemi ve sınırları belli bir ilim olarak kelamın amaçları, aşağıdaki gibi açıklanabilir:

 

- İslam inancının doğru ve delillere dayalı olarak tespit etmek, ihtilaf edilen meseleleri akıl ve nakil ışığında çözüme kavuşturmak

Dinin amacı, insanları dünya ve ahirette iyiliğe ve mutluluğa ulaştırmaktır. Bunun için de öncelikle, doğru bir varlık, hayat ve değer anlayışı; sahih bir iman gerekir.İmanın bir bilgi boyutu vardır. Bilgi boyutu, tasdik ve ikrardan önce gelir. Çünkü tasdik, inanılanı akıl ve kalp ile doğrulayıp kabul etmektir. Bu da inanılanın bilinmesini gerektirir. Bilgi yanlış ise inanç da yanlış olur. Bu durumda inancın güçlü olmasının değeri de olmaz.“Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur (وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولـئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً).” (İsrâ 17/36.) ayetiyle de kişinin inanç ve davranışlarında doğru bilgiye dayanması gerektiği ifade edilir. İşte, kelam ilmi, insanların inanç alanında doğru bilgi ve açıklamalara ulaşmalarını sağlayarak Kur’an’ın bu emrini yerine getirmeye çalışır.

 

- Başta müteşabihler olmak üzere inançla ilgili ayet ve hadislerin derin bir kavrayışla doğru olarak anlaşılmasını sağlamakKelamcılar, müteşabih ayetlerin te'vîlini içeren eserleriyle tefsir il­mine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ebu Mansur el-Mâturîdî'nin "Te'vîlâtü'l-Kur'an", er-Râzî'nin "Mefâtîhu'l-Ğayb" ve "Esâsü't-Tak­dîs", Kâdî Abdülcebbâr'ın "Müteşâbihu'l-Kur'an" adlı eserleri bu alanda önemlidir.

 

- Hakikati arayanlara delillerini açıklayarak hakikati göstermek- İtikad konularında insanları taklid durumundan tahkik seviyesine ulaştırmak

 

- İnsanları zandan kesin bilgi ve yakîn derecesine yükselmek

 

- İnancı şüpheler nedeniyle sarsıntıya uğramaktan korumak; inanç, niyet ve amelde ihlâs ve samimiyeti artırmak.

Bu amaçla kelam, farklı bireylere hitap eden farklı delillere başvurur.

 

- Kişiyi icmali iman seviyesinden tafsilî iman seviyesine, yani iman etmesi gerekenleri ayrıntılı ve delillerine dayalı olarak bilme noktasına yükseltmek

 

- İslam inancına yöneltilen itiraz ve reddiyeleri çürütmek ve sapkın görüşlere sahip olanları delillerle susturmak

 

- İslam inancını bid'at (türedi görüşlerden), hurafelerden (asılsız hikâye ve inançlardan), yabancı kültür ve dinlerden gelen inançlardan arındırmak.

Örneğin, Türklerin eski inancı olan şamanlığın bugün Anadolu’da Müslüman halk arasında, özellikle de Anadolu aleviliğinde kalıntıları görülmektedir. Bunların ilmen tenkidinin yapılması, sahih bir İslam inancının ortaya konmasında en önemli rol kelam ilmine aittir.

 

- İslam'ın üstünlüğünü ortaya koymak ve diğer İslam ilimlerine temel oluşturmak

 

 

 

 

Kelam ilmi, Allah hakkında konuşmaktır. Bunu tamamlayan şey, Allah ile konuşmak, Kur'an ile hemhâl olmaktır.

ders için duyurular

bottom of page